Temmuz 24, 2019

Geç oldu artık.


Bileklerimden astım kendimi 
Gözümün yaşı akarken silmiş alnımın yazısını
Asla düşlenememiş bir geçmişi yaşamak uğruna şimdi
Geleceğimin anılarını kazıyorum ellerimin ayalarından
Sığındığım urganın ilmeğinden süzülen saçlarımla
Parmak uçlarımı okşuyorum kesik yerlerinden

Geç oldu artık, lütfen beni uyut. 

Mayıs 01, 2019

Aniden gelen düşüncelerimin gerçekliğiyle savaşmak yerine onları yazdım.

(Kendi kendime söylenmeyi bırakarak buraya yazmaya karar verdim, bunca zaman sonra.)

Neden itiraf etmeden duramıyoruz? Neden kimse bize nedenleri sormazken biz nedenleri kendiliğimizden açıklama ihtiyacıyla doluyoruz? Kimsenin açıklamaları dinlemediği fakat sürekli kendileri kendi dertlerini açıklamayla dolup taşarlarken bunun farkında olanlar da aynısını farklı yollarla yapma eğilimiyle uyanıyoruz?


Çok ama çok uzun zamandır koluma sepet gibi taktığım bir işle uğraşıyorum geceli gündüzlü. Bazen onu yapmaya dair tek satır ilerleyemesem de zihnim ve ruhum kendine es vermeden ona dair düşüncelerle köpürüyor kaynayan bir süt gibi. Düşüncelerim alev gibi yoğunlaştıkça taşıyorum, tüm ocak süte bulanıyor, mutfak süt yanığı kokuyor. Kendimi nasıl ifade etmem gerektiğini bulamıyorum.



Daha önce böyle yol ayrımlarına gelmişimdir elbette, hatta şu an hatırlamıyorum muhtemelen çoğunu. Fakat şu bitirmeyi umduğum tez tam 2012 şubatından beri beni kendine yâr etti. Vazgeçsem olmuyor, bitirmeye de elim gitmiyor.


Sızlanmadan geçirmem gereken zamanlar fakat halet-i ruhiyemin beni ani duygu kırılmalarıyla sınaması durumu zorlaştırıyor. Eskiden "günde dört mevsim değiştiriyorum" derdim bu hallerime ama artık bedenim bu ritmi kaldıramıyor açıkçası, yaşlanmak mı bu acaba?

Oysa böyle nice satır yazmak istiyorum, özgürce. Ve yine oysa bu teze başladığımda da özgürlüğüm için seçmiştim bu konuyu. Özgürlüğü ve köleliği düşüncelerimizde yaratıp söndürebiliyor muyduk aniden? Neden durmadan sadece sorular sormak istiyorum kimsenin cevaplamaya yeltenmeyeceği? Hem de kimselerin okumadığı ve okumayacağı buralara neden tekrar uğruyorum acaba?


Bugün mayısın biri. Ben sızlanmaları terk edip kendime inancımı en derin depolarımdan çıkararak yoluma devam edebilmeliyim artık. Yoksa hayatta kalmış olmamın bu 4 senenin sonunda hiçbir yararı olmayacak. Bari geçmişten gelen ne varsa süpüreyim artık, yüklerin fazlasını atayım. Kendi köleliğime son vereyim zihnimin kuyusundaki. Olmayacak çünkü böyle daha fazla, ölmesini beceremediysem yaşamanın hakkından gelebilmeliyim.