...
kötülük doluydu insanlarımız o günlerde
şimdi nasıllar bilemeyeceğim desem de
bilmekteyim bilmekteyim
yok korkmuyorum söylemekten de
yetim yurtlarında seksen kiloluk götgöbek heriflerin hortumla döverek bayılttığı yavrularımızı, hiçbir şey bilmez yaşta ırzına geçilenleri, satılan fahişe çocukları, diri diri gömülen kızları, sevgi yuvası’ndaki bi damla evlatların nasıl yumruklandığını amatör boksörlerce
ve hele
ağlayan aç bebeleri bacağından yakalayıp duvara çalan canavar bakıcılarını küresel liberal müslüman türkiye'nin
ya da müslüman küresel liberal türkiye'nin
başpiskopos görmezden
alçaklığı
işte alçaklık taşlarıyla donatılacak bir ülkedesin
ve nasıl başa çıkılır siz söyleyin
sevgili insanlar
ben nasıl ömür boyu bunca zebaniyi seyrederken
yitirmedim aklımı sorarım size
yoksa yitirdim mi?
şimdiki eşim hastasın sen yavrum
diyor bana ısrarla
bir tek ben mi deliyim bu ülkede
ya siz
...
Leyla Erbil, Kalan (2012), s.32-33
“İzmir'de sobadan çıkan yangında 5 kardeş hayatını kaybetti.”
Dünden beri bu veya benzeri yazdı haber başlıklarında; Fadime Nefes (5), Funda Peri (4), Aslan Miraç (3), Masal Işık (2) ve Aras Bulut Akcan (1) için. Narin (8)’in katilleri hâlâ bulunmadı. Şişli’de mezarlıkta 10 gün önce Şirin (6) öldürüldü. Bunlar şimdilik bildiklerim(iz).
Sabahtan
beri yüksek nabzımla oturduğum yerde nefes alırken bile zorlanıyorum. Sanki kalbimi
kusuyorum. Üç kuruşluk dünyanın varoluşundan beri kanla kaplı olduğunu, insan
olmanın başta vahşeti kapsadığını bilmek de sakinleştirmiyor. Avuçlarında
çocukların, bebeklerin soğumamış kanı varken…
Bundan on yıl önceye gidiyorum. Boşluk Fanzin’in ikinci sayısı için “Üçüncü Sayfa Haberleri” ile ilgili yazmıştık. O günlerde Medine Memi (16) hakkındaki tüm haberleri okumuştum; babası ve dedesi tarafından diri diri kümese gömülüp öldürülmüştü, otopsi sırasında ciğerlerinden ve midesinden toprak çıkarmışlardı.
Dönüp dönüp o sayı için neler yazdığıma ve okuduğuma bakıyorum bugün. Yine kalbimi kusuyorum sonra.
Üzerimdeki yas yıllardır dinmedi.